Duygusal Zeka Temelli Liderlik
Salovey ve Mayer’in (1990) duygusal zeka teorisi şöyledir: “Kişinin kendisinin ve başkalarının duygularını izleme, bunlar arasında ayrım yapma ve bilgiyi kişinin düşünce ve eylemlerini yönlendirmek için kullanma yeteneğidir”
Duygusal zeka; nasıl düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve hareket ettiğimizi tanımanın, anlamanın ve seçmenin bir yoludur. Başkalarıyla olan etkileşimlerimizi ve kendimize ilişkin anlayışımızı şekillendirir. Nasıl ve ne öğrendiğimizi tanımlar, önceliklerimizi belirlememizi sağlar, günlük eylemlerimizin çoğunu belirler. Araştırmalar, başarıda duygusal zekanın (EQ) % 80 oranında etkili olduğunu söylüyor.
İyi bir lideri; sakin, güven verici bir tavrı olan ve durum ne olursa olsun kontrolü elinde tutan biri olarak düşünebiliriz. Kendini tanıyan, bilen ve yönetebilen lider; öz güvenlidir ve bu güveni çevresinde de yaratabilir. Lider; şefkatli bir dinleyicidir, net ve öz ifadelerle konuşur, hayata ve olaylara yüksek bir anlayış ve kavrayışla bakabilir. Kararlı ve sabırlıdır, kendi duygularını yönetebilir, diğerlerinin duygularını da tutabilir ve yönetebilir. Tüm bu davranışlar, liderin duygusal zeka kapasitesinin yansımasıdır. Bir liderin amacı; görevi başarıyla tamamlamak, bunu yaparken ekibi bir arada tutmak ve herkesin coşkuyla ve güçlü yönleriyle oyunda yer almasını sağlamaktır. Duygusal zekasını kullanmayan, geliştirmeyen hiçbir liderin bunları yapabileceğine inanmıyorum.
Duygusal zeka kavramını dünyada popüler hale getiren psikolog Daniel Goleman (2002), teoriyi 4 temel unsurla ele almıştır. Bu 4 boyuta, liderlik açısından bakalım;
1.Öz farkındalık
Liderin kendisinin farkında olmasını, onu neyin harekete geçirdiğini, güçlü yönlerini, zayıflıklarını, aydınlığını ve karanlığını bilmesini ifade eder. Kendinin farkında olan lider; duygularını bilir, ne hissettiğini fark ederek, kendini yönetebilir. O nedenle liderin öz farkındalığa sahip olması, duygusal zekasını geliştirmesi için ilk basamaktır.
2.Öz yönetim
Lider ne söylediğinin ve ne yaptığının üzerinde söz sahibidir. Öncelikle kendi davranış ve tutumlarından sorumludur. Kendini kontrol eder ve yönetir. Değerlerine sahip çıkar, onları yaşatır, kendini yönetme becerisiyle diğerlerine de öncülük edebilir, değişimi başlatabilir, uyum sağlayabilir, iş birliği yaratıp yaratıcılık için alan yaratabilir.
3.Sosyal farkındalık
Sosyal farkındalık, liderin ekip üyelerinin duygularını tanımasını ve onların duygusal yapılarını iyi anlamasını ifade eder. Ekip üyelerinin duygusal dünyasını kavramayan lider, ekibinin tepkilerini ön göremez. Bu alan, liderin empati becerisini sergilediği yerdir. Elde tutma, sadakat yaratma, inançlı, işini seven ve daha iyisini yapmak için yapabildiğinin en iyisini yapan takımlar yönetmek, yetenek geliştirebilmek gibi tüm yetkinlikler; liderin bu alandaki gücünü gösterir. Sosyal farkındalık, öncelikle ekip üyeleriyle temas kurmayı gerekli kılan bir yerdir. Ekip üyeleriyle her anlamda temas kurmayan bir liderin, ekibiyle bağ kurabileceğini düşünemeyiz.
4.Sosyal beceriler
Sosyal becerileri kuvvetli liderler, iyi iletişim kurabilir. İletişim becerileri sayesinde çatışmaları çözebilir, ekibi motive edebilir, iletişim kurmanın farklı yöntemlerini oluşturabilir, ilham verir. Sosyal becerileri kuvvetli liderler ekip üyeleri tarafından desteklenir, rol model olur ve ekip üyelerinde inanç oluşturur.
Duygusal zekasını geliştirmek isteyene liderlere birkaç pratik tavsiyede bulunabilirim:
- Aralıklarla yavaşlayın. Yavaşlamadan kendinizin ve başkalarının duygularını fark edemez ve kavrayamazsınız. İsterseniz masanıza yavaşla yazısı asabilirsiniz ya da saatte bir küçük ve yumuşak bir sesle alarm kurup kendinize bu mesajı hatırlatabilirsiniz.
- 21 günlük bir günlük çalışması yapın. Bugün zorlandığım ve bana iyi gelen hangi duyguların içinden geçtim? Diğerlerinin hangi duygularını fark ettim? Kendimin veya diğerlerinin duygularını nasıl yönettim? Sorularının cevaplarını günlüğünüze yazın.
- Kullandığınız ifadelere kulak kesilin. E-postalarınızı geriye dönüp okuyun. Ne fark ediyorsunuz, gelişim aksiyonu oluşturun.
- Kendinizi ve diğerlerini daha sık takdir edin. Örneğin, kendinize ve diğerlerine günde 3 takdir vereceğinize dair söz verin. Kendinizi disipline edin ve sözünüzü tutun.
- Öğrenici yolunda olun. “Bundan ne öğrenebilirim?” diye bakarsanız pişmanlık, suçlama gibi tuzaklara düşmez; seçimlerinizin, eylemlerinizin, duygularınızın sorumluluğunu alır, öğrendiklerinizle yolunuza devam edebilirsiniz.
Selmin gök
Kurucu- Danışman- İş Yaşamı Koçu
Daha fazla makale için ; Makaleler – Selmin Gök (selmingok.com)