İş Yaşamında Profesyonellik - Kişisel İmaj - Selmin Gök

İş Yaşamında Profesyonellik – Kişisel İmaj


İş Yaşamında Profesyonellik

 

İş yaşamında, profesyonellik kavramının içerisinde ele alınabileceğini düşündüğüm son yetkinlik ise “kişisel imaj”.

Kişisel imaj derken, genel anlamda herkesin ortak beklentisi ve anladığı şeyler olarak şunu demek istiyorum: Çalışan kurumsal görünsün, şirketini iyi temsil etsin, kılığı kıyafeti bize uygun olsun, algısını olumsuz etkileyecek davranışlarda bulunmasın.

Günümüzde bu kapsamın içine, kişisel hayat da dahil oldu. Örneğin; sosyal medya paylaşımları, gittiği yerler, vakit geçirdiği insanlar, kurumun zaman zaman gündemine taşınıyor; hatta bu konularda çalışanını limitleyen şirketler olduğunu biliyoruz. Kişisel hayat artık çok da kapalı kapıların ardında değil. Çalışan; yöneticisinin nerede tatil yaptığını, ne yediğini ve içtiğini, kimlerle görüştüğünü görüyor. Veya yönetici, çalışanının hayatını görüyor ve izliyor. Çalışanın özel yaşamının gündeme geldiği birçok diyaloğun olduğunu biliyorum, şahitlik de ettim. Herhalde burada İK ve yönetim açısından baktığımda sınırları belirlemek kıymetli.

Çalışanın tercihleri, yaşam şeklinden ziyade, bunların kurumun imajına, işleyişine ve yaptığı işe ne kadar etki ettiğine bakmak lazım. Yoksa kurumlar bir “dedikodu” merkezi haline gelebilir. Ve bu durum; gerçekten verimsiz, enerji kaybına yol açan, zaman kaybından başka bir şey kazandırmayan bir hal alabilir.  Bunu kendimize de çalıştığımız kuruma da yapmayalım. Ne için orada olduğumuzu unutmayalım; eğitim ve uzmanlık seviyemizin gerektirdiği olgunlukla kişilerin özel yaşam haklarına saygı duyalım. İçimizdeki “Güldane Teyze”yi susturalım.

“Kurumsal davransın, kurumsal giyinsin” beklentisinde ise tabii ki çalışan ne giysin ne giymesin konusuna girmeyeceğim.

Bu bir çerçeve konusu, her şirketin kendine özel bazı hassasiyetleri olabilir. Bence o işi kabul etmekle o kurumun hassasiyetlerini de kabul etmiş oluyoruz. O nedenle, kurumunuza uyum sağlamayı tercih edebilirsiniz veya sizin kişiliğinize ve değerlerinize tamamen uymayan beklentiler varsa tercih hakkınızı kullanabilirsiniz. Sonuç olarak kültür bireyden büyük; kurum değerlerini ve çerçevelerini, kısa süre içinde bir çalışan olarak değiştiremeyebilirsiniz.

Bu konuda, biraz çeşitliğe izin vermek ve farklılıklara alan açmakla ilgili bir tavsiyem olabilir. Yoksa plaza kültürü; mavi-beyaz gömlekli, siyah-lacivert pantolonlu, kadınlar için siyah pantolon-etekli, beyaz-krem gömlekli yerler haline geliyor. Evet, zaten öyle de bu arada. Çok sıkıcı, çok prototip ve çok fabrikasyon değil mi sizce de? Eğer çalışan kadın, şöyle turkuaz bir etek, limon sarısı bir bluz giymek istiyorsa, neden dolabına geri koysun ve “Yok şirkette kesin istemezler.” desin değil mi? Bir anlamı olduğunu da düşünmüyorum. Hatta bence zararı var. Yaratıcılık, inovasyon bekleyip endüstri 4.0 diyerek, doğa figürlü bluz giymiş, hoş kahkahalı kadın veya kırmızı pantolon giymiş yoga yapan erkek konularını gündem yapmayalım.

Özetle, şöyle bir bakalım… Kurumsal esnekliğinizi biraz daha artırabilir misiniz?  Diğerleriyle ilgili algınızda, kişisel perspektifinizi genişletip gündeminizde yer alan konulara farkındalıkla bakarak, bilinçli konuşma konuları seçebilir misiniz?

Selmin Gök
Kurucu – Danışman – İş Yaşamı Koçu

Paylaş :