İş Dünyasında 2019 Yılında Neler Olmalı Selmin Gök

İş Dünyasında 2019 Yılında Neler Olmalı


2019 İş Dünyası

 

İş Dünyasında 2019 Yılında Neler Olsun, Neler Olmasın

İş Dünyasında 2019 Yılında Neler Olmalı sorusuna hep beraber bakalım, “Ne yazsam iş dünyasına katkıda bulunurum” dedim ve hepinizin bildiğini düşündüğüm, bununla birlikte yapılmaya devam edilen yanlış uygulamaları ve tutumları bir araya getirmek istedim. Geçmişi devam ettirmenin, geleceğe bir faydası yok, alışkanlıklardan vazgeçme zamanı gelmedi mi dersiniz…

İNSAN KAYNAKLARI PROFESYONELLERİ

  • İşe yerleştirme sürecini 5-6 aylara yaymayın. Sonuç olarak adayı tanımak o kadar uzun soluk gerektirmiyor. Doğru araçlar ve yöntemler kullanın, prosedürlerinizi basitleştirin ve pozisyon mavi yaka da olsa GM de olsa maksimum 2 ayda sürecinizi tamamlayın.
  • İşe yerleştirme sürecinde seçilmeyen adaylara cevap dönün. Sahici olun, gerçekten adayın yetkinliğiyle ilgili majör bulgularınız varsa adaya söyleyin, ona hediye verin.
  • İşe alım mülakatlarında yıllardır sorulan basit ve bence komik olan soruları sormayın. “Sizi 3 arkadaşınıza sorsak sizinle ilgili ne söylerler?” ya da “Kendinize ait 3 güçlü 3 gelişim alanınızı söyler misiniz ?”.. gibi.. Pozisyonun gerektirdiği yetkinlikleri ölçecek sorular sorun. Örneğin, problem çözme yetkinliğine bakmak istiyorsanız. “Çözümlerinizle zorlu bir durumun üstesinden geldiğiniz bir örnek olayı anlatır mısınız?” gibi. Yoksa kendiyle ilgili gelişim alanlarında şunları duyacağınızı belirtmeliyim. “ Zaman Yönetiminde iyi değilim, çok disiplinliyim, çok iyi niyetliyim… vb” Unutmayın adaylar da alıştı. Kişisel olarak tanımak istiyorsanız; “Tatil seçiminizi nasıl yapıyorsunuz, en son okuduğunuz kitapta kendinize ya da hayata dair ne buldunuz, sizi siz yapan değerleriniz neler…” gibi
  • Açık pozisyon olduğunda öncelikle şirket olarak içindeki adayları değerlendirin. “İçeriden aday çıkartamıyoruz “ serzenişinde bulunmamak için testi kırılmadan önleminizi alın, çalışanlarınızı geliştirin, bir üst pozisyona hazırlayın.
  • Performans yönetiminde hala yönetici kanaati gibi sübjektif kriterleri tutmayın, ölçümlenebilir hedefler koyun.
  • Açık ve şeffaf değerlendirme merkezleri işletin. Herhangi bir soru işaretine yer bırakmamak için, adaylara net olun, ölçümleme yöntemlerinizi önceden duyurun. Dışarıdan destek alıyorsanız aynı hassasiyeti onlardan da beklediğinizi açıkça ifade edin. Değerlendirme merkezi süreçlerinin sonunda olumsuz değerlendirilen adaylara sonrasında geliştirici geribildirim verin, gelişim planında ona yardımcı olun.
  • “Çalışanları nasıl motive edelim?” sorusuna, şirket dışında hopla zıpla eğitimler aldırmak ya da yemeğe götürmek çözümleriyle yetinmek yerine, çalıştıkları işte anlam bulmalarını sağlayın, katkılarını alın, projelere dahil edin, öğrenme ve büyüme ortamları oluşturun, takdir edin.

YÖNETİCİLER

  • Çalışanlarınızı kapı arkasında övmeyin, yüzüne yüzüne kocaman gülümseyerek takdir edin. Kimse takdirle şımarmaz, tam tersi yaptıklarının devamını sağlamış olursunuz.
  • Çalışanlarınızla ilgili kendisinin dışındaki insanlara olumsuz yorum yapmayın, arkasından konuşmayın. İçinizdeki Güldane Teyze’yi susturun…
  • “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” yapıp üstü örtülü mesajlarla olumsuz görüşlerinizi iletmeyin. Dosdoğru, açık, sarih, kişiliğine saldırmadan, davranışlarından yola çıkarak geliştirici geribildirim verin. Niyetiniz üzüm yemek olsun bağcıyı dövmek değil.
  • “Biz böyle değildik, bizim zamanımızda böyle miydi?” demekten vazgeçin. Siz öyle değildiniz, çalışanlarınız böyle. Kabul etmediğiniz şeyi değiştiremezsiniz. Çalışanlarınızın size, sizin uzantınız olmaları gibi bir borçları yok. Buradan da nefsinizi beslemeyin. Siz öyle davranırdınız ekibinizdeki Selma böyle davranabilir… Gerekçelerini araştırın, anlamaya çalışın, yönetim stilinizde çeşitliliklere yer açın.
  • Topluluk içinde olumsuz geribildirim vermeyin. Yetersiz, değersiz hissettirip dışlamayın. Birinin hayatında kalıcı bir hasar bırakırsınız on beş yıl geçse de unutmaz. Bir deneyelim mi şimdi….Gözlerinizi kapatın, iş hayatına ilk başladığınız dönemlerde kendinizi kötü hissettiğiniz bir ana dönün.. Kayıtlar ne kadar çabuk geri geliyor değil mi? O nedenle siz de bunu başkalarına yapmayın.
  • “Zaman yetmiyor, çalışanlarımla birebir görüşemiyorum, toplantılarımı düzenli yapamıyorum, onları geliştirmek için zaman ayıramıyorum…” gibi herkesin şikayet ettiği konuları gündeminizden çıkarın. Odağımız neredeyse enerjimiz oraya akıyor. Sizin odağınız nerde, kişisel etkililik nedir, zaman planınıza uymakta sizi zorlayan neler var, işteki seçimlerinize dair sorumluluk alabiliyor musunuz… bu sorulara cevap bulmaya çalışın.
  • Çalışanlarınıza çocuklarmış ya da siz onların ebeveyniymişsiniz gibi davranmayın. Sorun, araştırın, sorumluluk almalarını sağlayın, itmeden çekmeden onlara alan yaratın, yetişkin iletişimi kurun.

ÇALIŞANLAR

  • “Denedim olmadı, yaptık da ne oldu, hiçbir şeyi değiştiremem/değiştiremezsin, burada kıymetim bilinmiyor, ben gitsem burası yıkılır, madalya mı takacaklar bize, bu şirketten adam olmaz…” gibi cümleleri kurmayın, kuranların enerji emici olduğunu bilip onlardan yavaşça uzaklaşın. Optimist insanlarla olun.
  • “Beni hiç görmüyorlar, takdir etmiyorlar, motive etmiyorlar.” yerine siz görülmek için neyi farklı yapabilirsiniz, şirketiniz en çok neyi takdir eder, siz bu anlamda kendi çalışma stilinizde neyi değiştirebilirsiniz? … sorularına odaklanın ve kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Ölçütünüz kendiniz olsun.
  • Şirkete ya da yönetime küsüp performansınızı aşağı çekmeyin. İlgi çekmenin ya da gündeme gelmenin yolu, kendi önüne engel koymak değil, yetişkin davranışı sergileyin. Kendinizi ve hayatınızı ileri götürecek tutumlar geliştirerek yolunuzda kalmaya devam edin!
  • Ömrünüzün sonuna kadar aynı şirkette çalışamayabilirsiniz, bununla birlikte elinizden gelenin en iyisini yapın, kişisel çabanızı ve niyetinizi ortaya koyarak çalışmaya devam edin. Baktınız ki gerçekten bu şirkette kendinize dair bir gelecek göremiyorsunuz, harekete geçin, durumunuzu değiştirin.
  • Başkasının sözcüsü olmayın, işteki en yakın arkadaşınızın bile.. Kimse kimsenin velisi, sözcüsü değil. Herkes kendi konusunun takipçisi, savunucusu bu hayatta.
  • 30-40 lı yaşlarda emekli olmayı hayal etmeyi bırakın. Yaşamın en üretken zamanlarında emekli olmayı hayal etmek nasıl bir vizyon olabilir ki…
  • Herşeyi şirketten beklemeyin, yarın daha iyi olmak için, arzu ettiğiniz hayatı gerçek kılmanız için kendinize ne katmalısınız, kendinizi nasıl geliştirmelisiniz.. sorun, söyleyin. Harekete geçin ve bugünden kendinize; zihinsel, duygusal, ruhsal olarak yatırım yapın.

Selmin Gök
Girişimci- Danışman- İş Yaşamı Koçu

Paylaş :