İlişkilerde Sınır Koyabilmek - Selmin Gök İlişkilerde Sınır Koyabilmek

İlişkilerde Sınır Koyabilmek


İlişkilerde Sınır Koyabilmek

 

İlişkilerde Sınır Koyabilmek, nerede başlıyor nerede bitiyor? Kendi sınırlarımızın nelerden oluştuğunu biliyor muyuz? Sınırları nerede genişletip esnetebiliriz? Nereye kadar esnemeliyiz?

İnsanın yaşamdaki en önemli dertlerinden biri, kendini bilmek ve kendini bulmaya çalışmak. Bu yolculuk bence hiç bitmeyecek… Kaç yaşında olursak olalım kendimizi var etme; yaşamda, ilişkilerde olduğumuz haliyle var olmaya çalışma çabamız hep devam edecek. Kendimizi bulma yolculuğundaki en önemli konulardan biri, diğerleriyle olan ilişkimizde sınır koyabilme becerimiz.

Sınır koyarken en sık karşılaştığım, insanlardan en çok duyduğum cümlelerden bir tanesi “Hayır diyemiyorum.” oluyor. Görünen konu “hayır diyememek” gibi görünse de altındaki nedenler başka oluyor. Ben yine size soru sorayım, siz dilerseniz cevap vererek ilerleyin.

Bu nedenler neler olabilir?

  •  “Hayır” dediğinde hangi duyguya kapılıyorsun?
  • Reddedilme, dışlanma korkun olabilir mi?
  •  Kendini diğerinin içine gireceği olası olumsuz duygudan dolayı suçladığın oluyor mu?
  •  Cesaretini kıran ne var?
  • Sevilmeme ihtimalini ne kadar göze alabiliyorsun?
  • Diğerlerini memnun etme çaban, kendi memnuniyetinin veya iç huzurunun ne kadar önünde yer alıyor? Bu senin yaşamında başka nerelerde oluyor?
  •  Kendini ortaya koysan, tüm korkularına ve görünmeyen ihtiyaçlarına rağmen bireysel kararlarını, seçimlerini, duygu ve düşüncelerini ifade etsen ne hissedersin?

Ben şöyle büyütüldüm. “Yavrum iyi ol, sana diken batırana sen gül ver.” Hayatım, bu enkazın ardından kendimi toplamakla geçti, hâlâ zaman zaman zorlanıyorum. Çünkü sınır koyarken hep ötekini düşündüm. Psikolojideki karşılığı, aileden alınan öğütlerden biri olan “Pleased with others” yani “Başkalarını memnun et”. Elbette ailemiz bildiklerinin en iyisini yaptılar, esasen niyetleri ne kadar iyi… İyi evlat yetiştirmeye çalıştılar, minnettarım. Birçok insani yönümü, özenimi, sevmeyi, paylaşmayı sayelerinde öğrendim. Bununla birlikte zarar, miktardaydı. Hayat, dengeyi kaçırdığınızda size tersten öğretmeye başlıyor ve öğrenmeniz için sizi sallama derecesini arttırıyor.

Kendi yaşamımdan ve danışanlarımın hikayelerinden öğrendiklerimle edindiklerim şöyle:

• Sevmek, içinde kabulü getirir. Emin olun, sizi seven biri sınırlarınıza saygı duyacaktır.
• Sınır koymak için tartışma enerjisine girmek gerekmiyor. Şefkatlice sınır koyarak nedenlerinizi karşı tarafa anlatabilirsiniz.
• Şefkatle sınır koymanıza rağmen bu seçiminiz kabul görmüyorsa, netlik seviyenizi arttırın.
• Kaybetme korkusu bize kaybettiriyor. Varoluşsal korkuların dışındaki hiçbir korku aslında yok, onu zihnimizde biz var ettik. O nedenle “Bu düşünce olmasaydı ne yapardım?” diye sorup adım atın, korkuya rağmen eyleme geçin.
• Başkalarına sınır koymak, kötü olmak demek değildir. Var olma yolunda, ötekine rağmen ilerlemeyi seçmek demektir. Kaldı ki iyilik ve kötülük tanımlarımıza bakalım derim.
• Ne isek, o olmaya ihtiyacımız var. Aksi durumda, bastırma, yok sayma bizi kendimizi görmeme haline iterek hasta ediyor.
• İlişkide olduğunuz kişinin, hayatınızdaki rolünün hiçbir önemi yok. Babanız, kardeşiniz, sevgiliniz, eşiniz… Niyetlerinden bağımsız olarak, sınır koyamadığınız her durumda istismara açık hale gelirsiniz. Sonrası ise hüzün ve acı.
• Sınırların en önemli kaynaklarından biri değerlerimizdir. Eğer sizi siz yapan özelliklerinizin, hayattaki kırmızı çizgilerinizin ne olduğunu bilirseniz neye, nasıl ve neden sınır koymanız gerektiğini çözümleyebilirsiniz ve bu yolculuğu kolaylaştırabilirsiniz.

Selmin Gök
Kurucu – Danışman – İş Yaşamı Koçu

Daha Fazla Makale İçin: Makaleler – Selmin Gök (selmingok.com)

Paylaş :